Avril Lavıgne Cosmopolitan Röportajı
ŞEKER KIZ AVRıL
Sert görünüşü ve tatlı sesiyle bize duygusal şarkılarında hep bir hikaye anlatıyor Avril Lavigne. Bu hikayelerde Avril’ in erkekler hakkında öğrendiği şeylerden izler var.
Avril Lavigne nin sırrı hala çözülemedi: hiç kimse bu küçücük kızdan böyle güçlü bir sesin nasıl çıktığına anlam veremiyor. Avril’in şarkılarındaki ani yükselişler ve inişler gerçekten inanılmaz. Avril, 157 cmlik boyu ve utangaç yapısıyla oldukça tatlı bir kız. Her zaman şarkıcılar için üretilen dedikodular Avril’ de pek etkili olmyor. Avril güçlü sesiyle bu dedikoduların her zaman üstesinden geliyor.ilk dönemlerde neden her zaman siyah kapüşonlu sweatshirtler giydiğini anlatmak biraz zor. Avril çok çekingen bir kız, tanımadığı insanların yanında kendisini rahat hissedemiyor.
Avril henüz 20 yaşında. Telefon firmasında çalışan işçi bir babanın ve evkadını bir annenin ortanca kızı. Avril, kanada’da Napanee adında küçük bir kasabada dünyaya geldi. 14 yaşından beri annesinin ona aldığı gitarla şarkı söylüyordu. Bu küçük kasabada erkek kardeşiyle buz hokeyi oynamak ve şarkı söylemekte başka bir şey yapamayan Avril, bu durumdan sıkılmaya başladı. 14 yaşındayken bir radyonun düzenlediği yarışmayı kazanarak Ontario ya gitmeye ve efsane isim Shania Twain ile yan yana şarkı söylemeye hak kazandı. Bu onun için oldukça önemli bir olaydı. Arista kayıt şirketiyle 16 yaşında anlaşma imzalamasında bu olay büyük bir etken oldu.
Dört yıl sonra, ikinci albümü “under my skin” in promosyon çalışmalarına başladı. Bu albümün kendisini iyi bir şekilde yansıttığını düşünüyor Avril. Şarkı sözlerindeki “sen her şeydin, benim istediğim her şey/ her şeyin iyi olacağını zannediyorduk ama kaybettik “ ve yatakta yalnız oturuyorum, sözcükleri yıldızlara süslüyorum / o benim istediklerimi ve düşündüklerimi istemiyor. /bana kapılarını açmıyor” şeklindeki şarkı sözleri Avril in yaşadığı kalp kırıklıklarını anlatıyor. Yıllarca yaşadığı kalp kırıklıklarını böyle şarkı sözlerine dökebildiği için avril çok şanslı. Daha önceki gitaristi Jesse Colburn ve şimdiki gitaristi Evan Taubenfeld ile beraberlikler yaşayan Avril, şimdi ise “Sum-41 in üyelerinden Deryck Whibley ile beraber. Avril, Deryck ile çok mutlu olduğunu belirtiyor. Avril daha önce hiçbir ilişkisinde yaşamadığı kadar romantik anlar yaşıyormuş. İlişkilerini bir de Avril den dinleyelim.
-Şarkı sözlerin hep daha önce birlikte olduğun erkeklerle ilgili, bu konuda ne söylemek istersin?
Evet, çoğu böyle. Şarkılarımda yaşadığım ilişkilerden bir şeyler var, benim çok fazla erkek arkadaşım olmadı. Son dört yılda sadece iki beraberliğim oldu. Deli gibi aşık olduğum zamanlarda ya da bir erkeği çok sevdiğim zamanlarda şarkı yazmak çok daha kolay oluyor. En iyi şarkılarımı hep kendimi daha çok duygusal hissettiğim anlarda yazdım. Aşık olduğunuzda, hissettiğiniz duygular bütün vücudunuza yayılıyor. Aynı şey ilişkinizde problem yaşadığınız dönemler için de geçerli. Böyle zamanlarda kendinizi çok kötü hissediyorsunuz. Hayatımda beni çok fazla etkileyen şeyler olduğunda, şarkı söylemek daha kolay oluyor.
-Erkeklerden ilgi görmediğin zamanlar oldu mu?
Bir erkeğin sizden hoşlandığını düşünüp sonra hoşlanmadığını fark etmeniz ya da size saygı duyan biriyle beraber olmak isterken, karşınızdaki erkeğin size saygı göstermemesi en kötü şeyler. Ama hepimiz bunun gibi olaylarla karşı karşıya kalabiliriz. Eski bir erkek arkadaşım benim şarkımı dinledikten sonra, beni arayıp bana böyle şeyler yaşattığı için özür diledi.
- “Don’t tell me “ adlı şarkı beklediği ilgiyi göremeyen bir kızın erkek arkadaşını yatağından atmasıyla ilgili. “sana bitirmek istiyor musun diye soruyorum./ seni çok sevdiğimi düşünüyorum./ ama gerçekten çok üzülüyorum./ kafamdan çık artık./ yatağımdan çık artık” diyorsun şarkı sözlerinde. Gerçekten buna benzer bir şey yaşadın mı?
Zor bir durumdu. Beni odasına çağıran bir erkek arkadaşım oldu. İlk geceden sonra birlikte olamayacağımızı anladım ve ‘Hayır!’ cevabını verdim.
- Hangi tip erkeklerden hoşlanıyorsun?
Gitarlı erkeklerden hoşlanıyorum. bence çok çekici gözüküyorlar. Punk müzik dinleyenlerden de hoşlanıyorum. Ama hiçbir zaman Los Angeles’ da çokça bulunan ve baskılı tişörtler giyen yakışıklı erkeklerle beraber olmadım. Boyu kısa ve küçük yapılı erkeklerden hoşlanıyorum. Çünkü ben de kısa boyluyum. Liseye giderken uzun boylu ve benden 4-5 yaş büyük erkeklerle beraber olmuştum. Çünkü kadınlar her zaman erkeklerden daha olgun. Erkekler bebek gibidir, her zaman kendileriyle ilgilenilmesini isterler. Ben bu konuda biraz dikkatli davranmıyorum galiba.
- aşkı bulduğuna inanıyor musun?
(gülüyor.) bu konuda konuşmasak.
-sürekli yollardasın ilişkini nasıl yürütebiliyorsun?
Bazı şeylerin iyi olacağına inanırsanız, ilişkinin devam etmemesi için hiçbir neden yok. İlişkiyi yaşayan iki kişi, bunun zor yanlarının da olabileceğini kabul ediyorsa, aradaki mesafe çok da olsa, o kişiyle beraber olmak kolaydır. Şunu unutmamak gerekir ki, hiçbir ilişki kolay değildir. Çünkü iki kişinin aynı şeyleri yapması ve aynı şeyleri hayal etmesi çok zordur.
- Çok özgür bir imaj çiziyorsun. İlişkilerinde sen mi ön plana çıkarsın?
Genellikle böyle olur. Ama ben eşitlikten yanayım.
-iyi bir ilişkinin anahtarı nedir?
İletişim. Her zaman yüzde yüz dürüst davranmak, hangi davranmak kafanın içindekileri açıkça söyleyebilmek. Sevgilini aldattıysan bun diğer insanlara da söylemelisin. Onların da bunu bilmeye hakları var. Ben hiç kimseyi aldatmadım. Ama beraber olduğum erkek beni aldatsa, bunu bilmek isterdim. Bunu bilmeye hakkım var diye düşünüyorum. Bu , ilişkinizin ne kadar dayanıklı olduğunu gösteren bir şey.
- Geçmişteki giyim tarzından biraz daha farklı giyinmeye alışabildin mi?
Her zaman genç kız gibi giyiniyordum, ama şimdi genç kız gibi giyinebilmek için daha fazla çaba gösteriyorum. Ben de sabahları hazırlanabilmek için aynanın karşısında çok vakit geçiriyorum.alışveriş yapmaktan, kendime yeni giysiler almaktan hoşlanıyorum. Bir yerlere giderken elbise giymeyi seviyorum.
- Son yıllarda hayatında neler değişti?
Bir çok şey değişti. Bunlar beni gerçekten olgunlaştırdı. Çok büyüdüm ve çok farklı deneyimler yaşadım. Kendi başıma bir çok sorumluluk almayı öğrendim. Şimdi kendi evimde, Toronto’ da yaşıyorum.
- Son albümün Under My Skin diğer albümün Let Goya göre biraz daha sert ve gizemli. Bu son dönemlerdeki duygularını bir yansıması mı?
Evet. Biraz daha kişisel ve derin duygular ifade ediyor. Bu anlamda tam beni anlatıyor albüm. Ben ne yaşıyorsam, onu yazıyorum ben üzerinde çok fazla oynanmamış sesleri seviyorum. Bu albümüm, ilk albümüm gibi popa yakın değil.
-Senin yaşında olan, sevdiğin ya da saygı duyduğun bir şarkıcı var mı?
Hayır.
- Punkçılara benzemeye çalıştığını söyleyen ve seninle dalga geçen iki kızı bardan attırdığın doğru mu?
Evet. Her zaman en iyi yöntemim her şeyle ilgilenmemek olduğunu biliyorum. Böyle konuşmalara aldırmamaya çalışıyorum. Ama bazen ben de kendimi zor tutuyorum.
- Son zamanlarda küçük düştüğün bir olayla karşı karşıya kaldın mı?
Evet.kameramla çekim yapıyordum. Çekim sırasında kameranın mikrofonundan boom diye bir ses geldi. Ben de ahh diyerek kendimi geriye doğru attım. Bu sırada kamera burnuma çarptı. Burnumu incittim, biraz şişti. Morluğu kapatmak için makyaj yaptım. Bu herkesin önünde oldu. Bunun için biraz utandım ama aynı zamanda çok da eğlendim. Bu anı kameraya almak isterdim.
- Uzun zamandır yollardasın. Müziğe biraz ara vermeyi düşünüyor musun?
Yakın bir zamanda molaya ihtiyacım olacak. 16 yaşımdan beri aralıksız çalışıyorum. İlk albümün hazırlıkları, piyasaya çıkması ve turneler beni çok yordu. Sonra ikinci albümün hazırlıkları, piyasaya çıkması. Şimdi turnedeyim. Dünyayı geziyorum. Eylül ya da ekim ayına kadar turneler devam edecek. Tam anlamıyla bir işkolik oldum. Sonra yeni albümün hazırlıklarına başlayacağım. Arkasından yine turneler…
- Son dönemde kendini iyi bir müzisyen olarak hissettiğin anlar var mı?
İlk ödülüm MTV nin ‘2002’nin En iyi çıkış yapan şarkıcısı’ ödülü oldu. Bunun bende çok özel bir yeri var çünkü ilk ödülüm. Ödül alan şarkıcıları gördükçe ben de yatağımda her zaman böle bir ödül kazanabilmenin hayallerini kurardım. Bir gün mutlaka ödül alabileceğimi hissediyordum. Ödülü aldığımda buna inanamadım. Çok sevindim. Ödülü almaya giderken “ Bunun gerçekleştiğine inanmıyorum” diyordum sürekli. Bu benim hayatımdaki en önemli şey. Turneye gittiğimde hayranlarımı gördüğümde hala endişeleniyorum. “ bu kadar insan beni mi görmeye gelmiş?” diyorum